FURKAN 50 |
وَلَقَدْ
صَرَّفْنَاهُ
بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُوا
فَأَبَى
أَكْثَرُ
النَّاسِ
إِلَّا
كُفُوراً |
50. Andolsun ki Biz,
onu onların arasında öğüt alsınlar diye evirip çevirdik. Halbuki insanların
çoğu yüz çevirip, nankörlük etmekten başka bir yol izlemediler.
"Andolsun ki Biz,
onu" yani Kur'an-ı Kerım'i "onların arasında öğüt alsınlar diye
evirip çevirdik." Burada zamir ile Kur'an'dan söz edilmesi surenin baş
taraflarında Yüce Allah'ın: "Hak ile batılı ayıranı (Furkan'ı) alemlere
uyarıcı olsun diye kuluna indiren (Allah) ne yüce, ne mübarektir" buyruğu;
"Andolsun ki bana geldikten sonra beni zikirden o saptırdı. "(29.
ayet) ile: "Ya Rab! Gerçekten benim kavmim bu Kur'an'ı terketti.
"(30. ayet) buyruklarında ondan söz edilmiş olmasından dolayıdır.
"Halbuki insanların
çoğu yüz çevirip, nankörlük etmekten başka bir yol izlemediler." Onu inkar
ettiler, onu yalanladılar.
"Andolsun ki Biz,
onu onların arasında ... evirip çevirdik" buyruğunda sözü edilenin yağmur
olduğu da söylenmiştir. Bu görüş İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir. İbn Mes'ud
da şöyle demiştir: Bir senenin yağmuru diğerininkinden fazla değildir. Ancak
Yüce Allah, onu dilediği şekilde evirip çevirir. Bir tarafta yağan fazla
miktar, diğerlerinden eksiltilmiş demektir. İşte "evirip çevirme"nin
(tasrıf'in) anlamı budur.
"Andolsun ki Biz,
onu onların arasında. .. evirip, çevirdik. " Yani onu bol, daha az ve
çisinti halinde yağdırdık, diye de açıklanmıştır.
Bir diğer açıklamaya
göre, onun evirilip çevirilmesi içmek, sulamak, onunla ekin yetiştirmek,
taharet almak, bostanları sulamak, yıkamak ve benzeri yollarla çeşitli
şekillerle ondan faydalanmaktır.
"Öğüt alsınlar diye
evirip çevirdik. Halbuki insanların çoğu yüz çevirip nankörlük etmekten başka
bir yol izlemediler" buyruğu ile ilgili olarak İkrime dedi ki: Bu cahiliye
dönemi Araplarının yıldızların doğup batışı ile ilgili olarak; "şu
yıldızın doğuşu sebebiyle bize yağmur yağdırıldı" demeleridir.
en-Nehhas dedi ki:
Bizler tefsir bilginleri arasında burada sözü eden "küfür
(nankörlük)"ün onların "şu yıldızın doğumu sebebiyle bize yağmur
yağdırıldı" demeleri demek olduğu hususunda bir görüş ayrılığı bilmiyoruz.
Bunun bir benzeri ifade de "yıldız şu işi yaptı" demektir. Yıldıza
herhangi bir fiil nisbed eden herkes, kafirdir.
er-Rabi' b. Subeyh
rivayetle dedi ki: Resulullah (s.a.v.) döneminde bir gece insanlara yağmur yağdırıldı.
Sabah olduğunda Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bu hususta insanlar iki
(tür) adam olarak sabahı ettiler. Kimisi şükredendir. kimisi nankörlük eden bir
kafirdir. Şükreden kişi kendisine yağmur yağdırılıp su ihtiyacı
karşılandığından dolayı Yüce Allah'a hamdeder. Kafir nankör kişi ise su, şu
yıldızın doğuşu dolayısıyla bize yağmur yağdırıldı, der. ''
Bu hadisin manası
itibariyle sahih olduğu hususunda ittifak vardır. İleride Yüce Allah'ın izniyle
el- Vakıa Suresi'nde (75. ayetin tefsirinde) gelecektir. Ayrıca İbn Mes'ud'un
rivayetine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bir senenin yağmuru
bir diğerinkinden fazla değildir Fakat bir kavim masiyet işleyecek olursa,
Allah o yağmuru başkalarına yönlendirir. Hep birlikte isyan edecek olurlarsa,
Yüce Allah bu yağmuru çöllere ve denizlere yönlendirir.''
Bir diğer açıklamaya
göre burada e"irip çevirmek, rüzgarlar hakkında söz konusudur. Buna dair
açıklamalar da daha önceden el-Bakara Suresi'nde (164. ayet, 9. başlıkta)
geçmiş bulunmaktadır.
Hamza ve el-Kisai
"Öğüt alsınlar diye'' buyruğunu "Hatırlasınlar diye" şeklinde,
"zel" harfi şeddesiz olarak "zikirden" gelmiş bir kip
olarak okumuşlardır. Diğerleri ise tezekkür'den türemiş ve şeddeli olarak
okumuşlardır. Yani Yüce Allah'ın nimetlerini hatırlasınlar ve bu nimetleri
ihsan eden kimseye ortak koşmanın caiz olmadığını bilsinler demektir. Tezekkür
de mana itibariyle zikre (hatırlamaya) yakındır. Şu kadar var ki; tezekkür
kalpten uzak kalan şeyler hakkında kullanılır. O bakımdan kalp, hatırlamakta
bir çeşit çabaya ihtiyaç duyar.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN